Şehir ve kasabalarda yaşayan halkin mahalli sorunlarini kendi seçtikleri organlarla gidermek, onlara bazi yetki ve sorumluluklar vererek hizmetlerin akişini hizlandirmak maksadi ile mahalle muhtarligi ve ihtiyar heyetleri çok eskiden beri faaliyet göstermektedir.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında şehir ve kasabalardaki mahalleler kendilerine has bazı özellikler arz ediyordu. Her mahallenin kendine özgü oturmuş bazı kuralları, örf ve adetleri vardı. Bir mahalle içinde yaşayan halk tam bir dayanışma içinde idi, bu bakımdan mahallenin manevi yönleri kuvvetli idi. Mahalle halkının bu birlik ve beraberlik içinde yaşamaları güzel bir örnek teşkil ediyordu.
Mahalleler dayanışması kuvvetli ahlak, düzen ve kaideleri sağlam bir aile, daha doğrusu bir cemaat teşkil ediyordu. Bu günkü mahalle; değişen kıymet ölçüleri nedeniyle toplum düzeninde temelli değişiklikler yapan şehirleşme ve sosyal hareketlilik karşisinda çok degişiklige ugramiş, mahalleler tarihi ve toplumsal değerini yitirmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında mahallenin idaresi İmamların elinde idi. İmamlar dini işler yanında mahalle halkının evlenme, boşanma, ölüm gibi işlerine de bakarlar ve bu hizmetleri şer ‘i hukuk açısından yerine getirirlerdi.
Sultan II. Murat zamanında mahalle idaresine resmi bir şekil verilmek istenmiştir, bu devirde mahalle halkı kendi arasından müslüm ve gayri müslüm cemaatin mahalli hizmetlerini görmeleri için muhtar namı ile bazı kimseler seçilmişlerdir. Bunlara yetkilerinin resmiyetlik kazanması için mühürler verilmiştir.
Mahalle idaresi ilk hukukiliğini 1281 (1866) tarihinde “ TEŞKILI VILAYET NIZAMNAMESI “ ile kazanmıştır. Nizamnamenin 5. Maddesine göre mahalle köy hükmünde bir kuruluşa kavuşturuluyor, şehir ve kasabalarin 50 hanelik parçalari mahalle sayiliyordu. Mahallede yaşayan müslüm ve gayri müslüm cemaatler için ayri ayri olmak üzere iki muhtar seçilecekti. cemaat muhtarlarının yanında ayrıca ihtiyar meclisleri olacak oradaki cemaatin dini reisi aynı zamanda ihtiyar meclisine üye olacaktı.
Bu denemede muhtar mahalli hizmetler ile merkezi hükümet tarafından verilen hizmetleri yerine getirecekti. Muhtar ve ihtiyar meclislerinin görev ve sorumlulukları bir talimatname ile belirlenecekti. İhtiyar meclislerine ise vergi, temizlik ve zirai gelişme gibi kaza i yetkiler tasarlanmişti. Bu sistem 1872 yılında bazı ilavelerle genişletildi.
1287 (1872) tarihli “ İDAREİ UMUMİYEİ VİLAYET NİZAMNAMESİ” nin muhtarlara; kanun ve nizamname duyurularını mahalle halkına ilan etme, nüfus vakalarını kaydetme, doğum, ölüm ve evlendirmeleri bildirmek, niras muamelelerini yapmak, ihtiyar meclislerine de beledi hizmetleri görmek, yetim mallarını idare etmek, mektep ve camilerin işlerini görmek, hayratların ve vakıfların imarını sağlamak, muhtarların suçlarını bildirmek gibi vazifelerle sorumlu tutulmuşlardı.
1329 (1914) Yılında “ İDAREİ UMUMİYEİ VİLAYETİ KANUNİ MUVAKKATI” daha önceki nizamnameleri yürürlükten kaldırdığı için mahalle idareleri hukuki mesnetten yoksun kalmışlardır. Ancak 1934 yılına kadar mahalle idaresi mülki ve sosyal müessese olarak fiilen yaşamiş ve mahalli hizmetleri yerine getirmiştir. Nitekim 1930 tarih ve 1580 sayili Belediye Kanununda bile mahalle idaresinden söz edilmiştir.
1933 Yılında Belediye teşkilati olan yerlerde mahalle idaresinin ortadan kaldırılmasına dair kanun çıkarılmış ve böylece mahalle idarelerinin fiili hayattaki çalışmalarına son verilmiştir. Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri’nin vazifeleri de Belediyelere ve diğer teşkilatlara verilmiştir. Fakat mahallenin asırlardır devam eden ve mahalle halkının kendi ihtiyaçlarını kendi seçtiği organlarına yaptırma yetkisi alınıp başka organlara devredilmesi sosyal bünyede büyük bir boşluk yaratmıştır. Hele Belediyelerin mali güçlerinin yetersizliği nedeniyle mahalle halkının bu hizmetlerini noksansız olarak yerine getirememiş olması mahalle idaresine olan ihtiyacı daha da artırmıştır.
Bu sebeple 10 yıl sonra 10 NİSAN 1944 tarihinde 4541 sayılı “ ŞEHIR VE KASABALARDA MAHALLE MUHTAR VE IHTIYAR HEYETLERININ TEŞKILINE DAIR KANUN “ yürürlüğe konmuştur. Mahalle idaresinin köy idaresinden farkı Mahalle idarelerine tüzel kişilik taninmayişidir. En basit misali; mahalle halkı 118 telefon servisinden istediği muhtarlığın telefon numarasını sorduğunda aradığı muhtarın adını bilmiyorsa telefon numarasını öğrenememektedir, çünkü tüzel kişiliği olmadığı için telefonu ancak kendi adına alabilmektedir.
Mahalle idaresi müstakil bir idare şekli degildir, genel idare birimlerine yardimci mahalli bir kuruluştur.
Bir mahallenin kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, sınırlarının belirlenmesi. adlarının değiştirilmesi için; o yerin Belediye Meclisinin gerekçeli kararı bağlı bulunduğu il veya ilçe idare kurulu tarafından görüşülüp karara bağlandıktan sonra Vali ‘nin onayı ile işlerlik kazanır.
|